DEPREMDE NELER YAŞADIK?

Maraş’ta Saitbey Sitesi 5 yıllık bina olmasına rağmen altındaki marketten, tamamlanmayan perde betondan ve projeye uymayan eklemelerden dolayı yıkıldı. Peki Müteahhit bunları yaparken belediye neredeydi?

Maraş’ta Fazilet Sitesi A bloğun altında bulunan fırına karşı başlatılan hukuksal mücadelesini 2 defa kazandı. 2018 yılında Fırın sahibi izinsiz beton blokları ve izinsiz birçok müdahalede bulunduğundan suçlu bulunmuşken bugüne kadar mahkeme kararı neden uygulanmadı da sevdiklerimizin ölmesine neden olundu?

Adana’da Tutar Sitesi 4 bloktan oluşan siteyken depremde sadece C blok yıkıldı. Bloğun alt katında yıkıma sebep olacak tadilatların yapıldığı; kirişlerin, tabliyelerin ve duvarların yok edildiği bariz bir şekilde ortadayken bunu yapanlar ifadeye bile çağrılmadı. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ’nde alınan eksik ve hatalı rapordan hareketle bu davamıza takipsizlik kararı verilmiş, yaptığımız itirazlarda reddedilmiştir. Mevcut delillere rağmen neden hiçbir sorumlu yargılanmadı?

Maraş’ta Barla Apartmanı depremin 4.  saniyesinde B bloğun A bloğun üzerine düşmesi ile yıkıldı. Binanın altındaki market 2 yıl önce projede ve ruhsatta olmayan asansörleri binaya yaptırırken kolonlar, taşıyıcılar kesildi. Bina sakinleri tarafından belediyeye bildirilmesine rağmen neden önlem alınmadı. Suçlu kim asansörü yaptıran marketçi mi bunu bilen belediye mi?

Hatay’da Fuat Koku Sitesi yıkımın yoğun olduğu Odabaşı Mahallesindeydi ve 2 bloktan oluşup kaçak kattan dolayı yıkıldı. Sitenin müteahhiti Murat Fuatoğlu’nun yıkılan tek binası bu değildi, Hatay’da yaptığı diğer 4 binada yıkıldı. Amik Ovası’na, Asi Nehri’nin yanında olan bu site İrap raporunda zeminin zayıf olduğu söylenilen bir noktadayken bu raporun altına imza atan vali, belediye ve Afad burada insanların oturmasına nasıl göz yumdu?

Maraş’ta Ezgi Apartmanı’nın alt katında bulunan Kervan Pastanesi’nin sahipleri Sami Kervancıoğlu ve Mustafa Pekel kolon kestiğini depremden bugüne kadar dile getirdik ancak geç gelen adalet onların firar etmesine neden olmuştur. Sami Kervancıoğlu nerede, yakalama emrinin üzerinden 20 gün geçmesine rağmen neden hala tutuklu değil?

Maraş’ta Ebrar Sitesi 22 bloklu bir site depremin ilk saniyelerinde sıvı zemin üzerine inşa edildiği için yıkıldı. Deprem günü su seviyesinin asansörlere kadar geldiği görülmüşken buraya imar iznini kim neden verdi? Bizler acımızla adalet ararken Ebrar Sitesi’nin mezarlığa dönmüş toprağında kimler, hangi vicdanla Müze yapma kararı kaldı?

Maraş’ta Palmiye Sitesi belediyeden alınan yapı ruhsatında daireler 110 m² iken gerçekte 250m² yapıldı. Yıkımdan sonra A ile C blok arasında bariz bir beton kalitesi farkı olduğu iki blokta gerçekleşen ölüm sayısıyla da ortaya çıktı. Yapı denetim bunu nasıl görmedi? Belediye bu ruhsatı nasıl verdi?

Diğer Site veya Apartmanlarımız:

• Maraş Hacıömer Apartmanı, Bayramoğlu Apartmanı, Güzel Apartmanı, Ezgi Apartmanı, Çuhadar Sitesi, Hamidiye Sitesi, Özkan Sitesi, Seçil Sitesi, Gülizar Akdağ Sitesi, İhsan Bayram Sitesi; Hatay Rende Sitesi.

6 ŞUBAT’TAN BUGÜNE KADAR NE GİBİ HUKUKSAL SORUNLAR YAŞADIK:

1. İmara uygun olmayan arazilerin rant için imara açılması:

Bugüne kadar her ne kadar ölüm sayısına 50 bin denilse de bu veri hala net bir şekilde ortaya konulmamıştır. Bizler biliyoruz ki 11 şehirde milyonlarca insanımız öldü. Bu ölümlerin en önemli sebebi verimli tarım arazilerin rant için imara açılmasıdır. Amik Ovası üzerine kurulan Hatay, sulak zemine inşa edilen Ebrar Sitesi bu örneklerden sadece birkaçı.

 99 depreminden bugüne kadar 9 İmar affı çıkmış ve en sonuncusu 2018 yapılan “İMAR BARIŞI”  adı altında pazarlanan imar affıdır. Bu imar affının verildiği şehirlerin başında depremde en çok yıkım alan MARAŞ ve HATAY gelmektedir. Bu aflar 6 Şubat’ta bilançonun ağırlaşmasına sebep olmuştur. Aram-kurtarmanın yetersiz kalmasına neden olmuştur.

2. Deliller alınmadan molozların apar topar toplanması:

Daha arama-kurtarma faaliyetleri bile tamamlanmadan, gerekli deliller toplanmadan alelacele enkaz kaldırma çalışmaları başlatıldı. Molozları kaldırmadaki hızınızı arama-kurtarmada da gösterseydiniz bugün bu kadar insanımız ölmüş olmayacaktı. Bu durum dava süreçlerimizi olumsuz yönde etkiledi, etkilemekte. Maalesef o gün canlarımızı kurtarmaya çalışırken delil toplamak aklımıza gelmedi. ÖZÜR DİLERİZ.

Yıkılan binaların enkazlarının kaldırılması, hafriyatın taşınması ve molozların depolanması gibi konulardaki yanlış uygulamalar bugün toplum sağlığı, çevre ve tarım bakımından büyük bir tehdit oluşturmakta.

3. Zemin etütlerin bugüne kadar yapılmaması

Yapı Denetim Sistemini tümüyle şirketlerin insafına bırakılması binaların yapım sürecinde denetimsizliğe yol açmış ve yıkılan çoğu binanın zemin etüdü bugüne kadar yapılmamıştır. Yapı denetim sisteminin ticari firmalar üzerinden kurgulanmış olması, müteahhitlerin kendisini denetleyecek firmayı seçmesinin doğal bir sonucu olarak hizmetin kamusal niteliği ortadan kalkmakta “en iyi” iş yapan denetim firması değil “en ucuz” iş yapan denetim firması makbul olması, yapı denetim firmalarında çoğunluğu emekli mühendis, mimarların “imzacılık” yaparak ek gelir elde ettiği bir ticarethane haline dönüşmesi ve her ne kadar Müteahhitler için bir yönetmelik yayımlanmış olsa da yapı müteahhitlerinin tanımı, müteahhit olma kriterleri ve müteahhitlerin sorumlulukları üzerindeki belirsizliğin olması 6 Şubat’ta milyonlarca insanımızı beton altında bırakmasına neden olmuştur.

4. Belediyenin tali kusurlu sayılması

Yukarıda örneklerde de dile getirdiğimiz gibi belediyenin sorumluluğunda olan denetim, ruhsat verme gibi işlerde vatandaşın yanında olup onun can güvenliğini koruyacağı yerde üç beş para babasının yanında olmayı tercih etmiştir. Bundan dolayı belediyelerin tali kusurlu değil asli kusurlu sayılması gerekir.

BİZ NE Mİ İSTİYORUZ?

1. Sorumluların kast ile değil bilinçli taksirle yargılanmasını istiyoruz.
2. Sadece müteahhitlerin değil imarlaşma sürecinde sorumlu tüm kişi, kamu kurum ve kuruluşların yargılanmasını istiyoruz(Mimar, Mühendis, İnşaat Ustası, Yapı Denetim, Belediyede Ruhsatı Veren Kişiler, Zemin Etüdünden Sorumlu Kişiler ,Belediye Başkanı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı, İmar Affını “ Barış” Adıyla Pazarlayanlar)
3. Davalarımızın olası kast ile açılmasını istiyoruz.
4. Belediyelerin asli kusurlu sayılmasını istiyoruz.

Devletin, yurttaşların/toplumun sağlıklı ve güvenli barınma hakkının sağlaması gerektiği Anayasa’nın 5., 23., 43., 44., 56., 57., 63. ve 169. Maddelerinde açıkça belirtilirken NEDEN VATANDAŞLARINI KORUMADI? 6 ŞUBAT’TAN BUGÜNE KADAR SORMAMIZ GERKEN SORU BUDUR? KORUMADIĞI GİBİ 8.AYDA NEDEN HALA ADALETİ SAĞLAYAMADI?

 YARIN İSTANBUL DEPREMİNDE DE Mİ KORUMAYACAK?

OLASI İSTANBUL DEPREMİNDE NELER Mİ OLACAK?

Türkiye’nin yüzölçümünün %66 ‘sı büyük depremlerin olabileceği en tehlikeli alanlar ve %96’sı ise değişik büyüklükte deprem tehlikesinin yaşanabileceği yerlerken 6 Şubat’a kadar hiçbir önlemin alınmaması, yaşanan koordinasyonsuzluk ve iş bilmez kişilerin yönetim kadrosuna getirilmesi 6 Şubat’ta ölüm sayıları kat ve kat artırmıştır. 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde yaşananlardan ders çıkarılmadığı hatta ölüm sayısındaki artışa baktığımızda daha da geri gittiğimiz açıktır. Yarın beklediğimiz İstanbul depreminde ne mi olacak? Buraya kadar dile getirdiklerimizin kat ve kat fazlası olacak ÇÜNKÜ ADALET SAĞLANMADIĞI VE BU SORUNLAR ÇÖZÜLMEDİĞİ SÜRECE BENZER ÖLÜMLER BU ÜLKEDE DEVAM EDECEKTİR. Bu sorunları bugün çözelim ki yarın İstanbul depremi kapımızı çaldığında HAZIRLIKLI OLALIM!

BİZİM İÇİN, GELECEĞİN İÇİN YANIMIZDA OL!

MÜCADELEMİZ DÜNÜMÜZ, BUGÜNÜMÜZ VE YARINLARIMIZ İÇİN !!

ADALET PEŞİNDE AİLELERİ